Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı çağların düşünsel temelini oluşturduğunu düşündüğüm fikirlere çok kısaca değineceğim. Klasik Yunan’da bu, varlık fikriydi - birlikli, tözsel ve tanrısal bir varlık; ama panteizmde olduğu gibi şekilsiz değil, anlamlı somut formlarda var olan ve o formlar içinde şekillendirilebilecek bir varlık. Ortaçağ Hıristiyanlıgı’nda bunun yerini Tanrı
Sanatta her zaman bir özne ile bir nesne, bir düşünen ile düşünülen bir şey vardır. Gelgelelim öznenin etkinliğinin, nesnenin doğasının ve bunlar arasındaki ilişkinin niteliğinin sanat konusunu diğer konulardan ayıran kendilerine has birtakım özellikleri vardır. öznenin yaptığı şey tahayyül etmektir: Nesne, hayali bir nesnedir ve bunlar arasındaki
Reklam
“Hegel'e göre, gerek burjuva toplumu ve gerekse Hıristiyan devlet, yaratıcı sanatın gelişmesine karşıdır. Buradan iki şey çıkarsanabilir: ya sanat “Saltık Devlet” i kurtarmak için yok olmali, ya da “Saltik Devlet” yok edilerek yeni dünya durumu ve yeni bir sanat rönesansına yol açılmalıdır. Hegel kendisi birinci birinci yola eğilim gösteriyordu. … Öte yandan, Hegel’in sanatın bozulması üzerine söyledikleri liberal-burjuva muhalefet tarafından yetersiz derecede devrimci ve aynı zamanda fazla tehlikeli sayılıyordu. Hegel aynı anda hem Prusya hükümetine, hem Jacobinler’e, Bonapartism’e, ve hem de Saint- Simonizm’e dalkavukluk etmekle suçlanmaktaydı.” …
Sayfa 23 - Ararat YayıneviKitabı okudu
İnsanı kıskanan tanrılar onun doğal gereklilik üzerine yükselişini kesinlikle önlüyorlar. İnsan ancak şiirsel fantazilerinde özgür ve mutlu olabiliyor.
Sayfa 20 - Ararat YayıneviKitabı okudu
Nietzsche Felsefesi'nin Dönemleri
Nietzsche'nin felsefesi geleneksel olarak üç döneme ayrılmıştır. İlk dönem Tragedya'nın Doğuşu ve Zamana Aykırı Bakışlar'ı içerir; ikinci dönem üç büyük aforizma kitabını (İnsanca Pek İnsanca, Putların Alacakaranlığı ve Şen Bilim) ve son bölüm İşte Böyle Dedi Zerdüşt'ten Nietzsche'nin bilinçli hayatının sonuna kadar olan
Sayfa 54 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Müziğin Ruhundan Tragedyanın Doğuşu isimli kitabında Yunan tragedyasının başlangıcı üzerine yapılmış bir araştırmadan yola çıkarak, sanat metafiziğini ve trajik efsanelerin yeniden doğmasını temel alan bir Alman kültürü reformu öneriyordu. Schopenhauer felsefesi ve Wagneryen drama teorilerinden parçalarla filolojik sağlam hipotezlerin
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ahlakta olduğu gibi sanatta da, büyük şeyler yanımızdan geçerken çabucak yitip gidebilir, çünkü o anda gözümüzü kırparız. Nedir o kritik an? Büyüklüğü tanımak, onu yakalamak ve uzatabilmek gerekir. Fakat çoğumuz için, "gelmekte olan şeyler üzerine düş kurmak" ile "artık çok geç, geçti gitti" arasındaki boşluk girilemeyecek kadar küçüktür. Bu yüzden bunların birer birer yanımızdan geçip gitmesine izin verir ve pek net olmasa da, tekrar deneme şansının verileceğini geçiririz aklımızdan. Bu yüzden sanat eserleri ve yine bu yüzden insanların yaşamlarının tümü, göz kırpmalar ve çabucak ileriye doğru devam etme gibi eylemlerle lekeleniyor.
Ayrıntı Yayınları - Bradley Pearson'ın Önsözü
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.